Saturday, September 5, 2009

artık mum ışıkları benim altımda yemek yesin.

şimdi uzun zaman geçti geçer o zaten birisi sevgilisinin askerden dönmesini emesenden bekliyor görüyorum ben o hergün bir bir azalan sayıya bakınca yapma diyorum etme diyorum içimden ben onu fark edeli 20 gün geçmesi biranda yani 20 gün geçmesi aslında dedim ki o kadar da abartılacak bişey değilmiş yani nerdeyse bitti bak gözümüzün önünde bir ay geçti bile hain, bir toplumsal yaraya daha bastıktan sonra parmak, ben derim ki gelin bunun neden toplumsal yara olduğuna değinelim çünkü yaptığım tespihlere güvenmiştim daha önce de, bir kere cumartesi günü mum ışınları altında tek başına balık kraker yiyenler varken aramızda, sevgiliyi emesenden beklemek, nazara delalet eder, ‘’dersaneler kalsın okullar kapansın o zaman eğitim sisteminin içine sıçtılar’’, toplum burda ikiye ayrılır, aynı zamanda bu bilimsel tespihlerimin içine nazar diyince batıl inanç ve hurafe sistemleri karışmış oldu ama fark etmez, lunaparkta, balerinin, tırtılın, gözünü sevim dönen fincanlar var ya, onların ne işi var ya, bi kere o salak karı lunapaktın içinde sürekli dönüp duruyor, etrafa insanın ağzından çıkardığı dışkılar falan neyse, tırtılın varlığı bana hayvanatbahçelerindeki dramı hatırlatıyor o yüzden hüzünleniyorum, ama dönen fincanların insana sinirden başka bişey vermediğini ben yetkililere bildirmek istiyorum, atla karıncayı da artık birbirinden ayırıp eğri oturup doğru konuşmak vakti geldi geçti ama neyse,toplumsal yaraları deşip gündem yaratmak istemiyorum, toplum ikiye ayrıldıktan sonra iki tarafa da biraz karamel ve çuhalatalı sos sürülür, yenir, gündem oluşmaz, bişey olmaz yani öyle yapılırsa.

No comments:

Post a Comment