Saturday, September 5, 2009

''seferi'' kelimesinin metin içinde kullanımı.

Sanayi devrimine giden yol Papin’in düdüklü tenceresinden geçer peki ya sana arkadaşını söyleyeyim sana kim olduğunu söyleyeyim her şeyi ben söyleyeyim, o yüzden hemen bir anket yaparız, bir dinozorun olsa onu arabayla gezdirir miydin, gezdirirsen neden sen bir manyaksın, gezdirmezsen hayvana yazık, en iyisi cevap ver 5 fili oturttuğun gibi mi oturturdun, yoksa arabanın üstüne sırt üstü yatırıp göbeğinden bağlayarak mı, 37nin asal sayı olmasına sinirlenir misin, bir kadın olsa ismine ne koyardın, mayın tarlasına girsek ne olur deseler may bize kızar desek güler misin, kalbin kadar temiz bu 5 ortalı harita metod defterinin 3 ortasını bizim için ayırır mıydın, ayırırsan nasıl ayırırdın, rezervasyon gibi mi üç ortayı yarmak gibi mi, neyse bunları hallettikten sonra aranda, seninle ‘ilişki trailerı’’ işine giriyoruz, fal olayının digital çağa uyarlanmış hali gibi de düşünebiliriz, senaryolar için şehrin en iyi falcılarını bulucaz, görevin bu, sen tek başına yapıcaksın, ama ikimiz bulmuş gibi yapıcaz, çünkü genelde ‘’beni siz yarattınız’’ deniyor, çok saygın bir insan olmadığın için, sana ‘’siz’’ diyeceklerini sanmıyorum, falcıların bu şeyi rahat bir şekilde söylemeleri için iki kişi olmamız şart, benim tapınaktaymış gibi yaşayan Şinto dinine mensup komşularım var bir flütten bunu anladım, bağırdım balkondan oooooğluşum şintoo dinlerin kardeşliğiii hööeeey,
o böyle bi kaliteli haller içinde takılırken ben nerdeyse emo yolcusuydum, sonuçta seferi olduğum için oruç da tutamiyordum, ben dinimin 16 saatlik dev orucunu tutmaktan acizken, onun balkonda bağdaş kurup flüt çalmasından rencide olmamak elimde olan şeylerden biri değildi, bir elimde bir somon ekmek bir elimde dolmalık biber bir diğer elimde ise papinin düdüklü tenceresi vardı, 19. yüzyıla doğru yola çıkmıştım yaklaşık 2 yüzyıl daha oruç tutamayacaktım, hayırlısı.

No comments:

Post a Comment